İzzet; canım babam, tonton da babamdan istediğim ilk vasıtanın adı. Kendisi üç tekerlekli bir bisiklet olup sanırım haşatı çıkana kadar tarafımdan kullanılmıştır.
Annem anlatırdı, iki yaşlarındayken babamın yanına gidip elimi de belime koyup
" İzzet hani tonton? " diye hesap sormuşum. Böylece babamın da o andan itibaren benim bisiklet, araba, yüz bulsam kamyon, tır , helikopter falan taleplerimle imtihanı ve çilesi başlamıştır.
İlerleyen yaşlarımda paten ve iki tekerlekli bisiklet taleplerime, düşüp biyerlerimi kırarım ihtimalleri nedeniyle olumlu cevap alamadım, ama olsun arkadaşımın bisikletinde sürmeyi öğrendim, hiç bir yerimi de kırmadım tabii ki. Bu tutku sonra yerini doğal olarak arabaya bıraktı...
Hayatım boyunca babamdan araba istedim, ehliyet kursuna gittiğim ve teorik dersleri bitirip de ilk direksiyon dersimi aldığım gün arabayı E-5 'e çıkarıp bizim eve kadar götürmüştüm. 6-7 km kadar bir mesafeydi. Ben zaten araba kullanmayı doğuştan biliyordum sanırım. Şimdi olsa bu kadarına cesaret edemezdim herhalde. Burada bir parantez açayım, ehliyet kursunun sahibi tanıdık olduğu için arabayı yola çıkarmama izin verildi, normalde böyle bir uygulama olduğunu sanmıyorum :)
Sonunda dayatmalarıma ve ısrarlarıma dayanamayan babacığım üniversite 2. sınıfta iken bana ilk arabamı aldı. Allah ondan razı olsun, sayesinde okulda çok havam olduğunu söyleyebilirim.
Zaten gerek babam, gerek rahmetli annemin sayesinde prenses gibi yaşadım, hayatım boyunca her ikisi de beni desteklediler, rüya gibi bir hayat yaşattılar. Şu an bunu değerini daha iyi anlıyorum. Çok şanslı biri olduğumu biliyorum...Bunu için çok çok çok minnettarım.
Gelelim araba mevzuuna;
Şimdi neler neler istiyorum ama koca bir kadın olduğum için artık dile getirmeye çekiniyorum, zaten torunu yetişiyor, ben bayrağı oğluma vermiş gibi bişey oldum, çocuğun ana tarafından da baba tarafından da genlerinde var! yapacak bişey yok! babamın çilesi devam yani...
Şu andaki arabamdan çok memnunum onun kalbini kırmak istemem, o ayrı ama...
Araba manyağıyım ya, garajda aynı anda olmasını istediklerimi bi sıralayayım dedim....
Günlük kullanım için;
Orta karar bir Mercedes işimi görür...ille de amg olsun!
Jeep'le pek aram yok ama söyle bir Blazer, ele güne karşı garajda bulunsun , nasıl olsa para ...ok!
Gece gezmelerinde bu işimi görür, ancak şu yukarı açılan kapılar benim gibi bir sakar için sıkıntı yaratabilir, paramla rezil olmak istemem!! bunun keşke normal kapılısı olsaydı, rica etsek yaparlar mı acaba, o da amg olsun!
-740 beygir, - hmm bi düşüneyim, ....yeterli!
(Ne kadar kanaatkar bir insanım, gözlerim yaşarıyor)
Muhtemelen siyahını alıcam.
Bazen acil halletmem gereken işlerim oluyor o zaman bu bana lazım olur diye düşünüyorum, yanıldığımı da sanmıyorum...
Bu da ne zaman ne duruma lazım olabilir şimdiden kestiremesem de kenarda dursun, en kötü ihtimal yanına inip severim...
Araba delilerinin kaderi klasikçi olmaktır, ben şimdiden öyleyim, iteleyerek götürmek zorunda kalsam bile razıyım, bunlar da benim garaja şart!
1950 Mercedes Benz 300SL
1965 Mustang Fastback
Bi de bu, bunlara bayılıyoruuuuuum!!!!
Yani o kadar da lüks düşkünü değilim gördüğünüz gibi, ya ne sevimli bişey bu Volkswagen'lar.
Şu garaj toplasan kaç trilyoncuk eder ki, yani şu kadar şey için beni üzmeye değer mi !